Bir tür Lades oyunu adeta, CA ile başlayıp devam eden sürecim.
Bir hınzır gülümseme sanki ikili bahiste. Karşı taraf kendinden, ziyaretinin sebebinden emin… Tecrübelerine güvenip, bir kez Lades kemiğini tutup uzatmış ‘var mısın’ dercesine, yüzsüz ve delercesine…
O çılgın serserinin, belki de en yakın müttefikin “Lades” çığlıklarını duymamak için tek seçim kalıyor geriye “Aklımda”!
Zaman ve yaşam algınızın ayarları değişiyor ve çocukluk anılarımızın masumane lades oyunu, yaşamsal bir bahise dönüşüyor adeta.
Yetişkinlikle beraber gelen yerleşik olumsuz alışkanlıkları, bilinçaltına itilen farkında olmadığımız duyguları, en önemlisi ise ‘korku’ yu dönüştürebilmek evet çok kolay değil. Hele ki CA ile yüzleştiyseniz bir kere. ‘Lades’im Lades olsun mu’ sorusuna muhattap kaldıysanız. (!) ‘Evet Aklımda’ … Olmalı!
Moralsizlik, stres, korku, öfke, üzüntü, endişe, olumsuz alışkanlıklar, bilinçaltı kodlarımıza karşı zamanında üzerinde durmadığımız, önemsemediğimiz durumlar, CA gibi maalesef gerçek bir ‘uyaran’ ile karşılaştığımızda daha da önemli bir hal alıyor. Çünkü bu duygu durumları bizi değil, riskleri besliyor ve gerçek bir değişim ve iyileşme ancak kaynağında yani içimizde başlıyor. Tedavi sürecin sadece bir parçası, kaynakta düzeltilmesi ve dikkat edilmesi gerekenler ise bize ait…
İçinde bulunduğumuz ister teşhis, ister tedavi ister kontrol aşaması olsun, bunu bir savaş olarak görmüyorum. Aslında yengeçlerimiz bize belki şunu hatırlatıyor;
Belki de Clarissa P. Estes’in de dediği gibi;
“Yaratıcı hayatınız için, olma ve yapma zamanınız için asıl hayatınız için, en önemli şey devam etmek, direnmektir; çünkü vahşi doğanın vaadi şudur: Kıştan sonra, her zaman ilkbahar gelir. (…) ”