BİLİM NEDİR
Muhtemelen insanlığın ortaya çıkışı ve çevresini merak etmesiyle başlayan bir kavram olan bilim ve bilimsel merak yüzyıllar boyu insanın kendisini ve çevresini tanıma, tanımlandırma çabaları ile bugünlere geldi.
İnsanlığın bilinmeyen geçmişinde belki onlarca medeniyet kuruldu, tepe noktalarına geldi ve hep var olan hırsı yüzünden tepetaklak geriye gitti yahut bir felakete sebep olarak kendi sonlarını hazırladılar. Tabi bu konuda bilgimizi eski efsaneler ve mukaddes dinlerin kutsal kitaplarından öğrenebiliyoruz. Hepsinde o kadar çok ortak nokta var ki, eski medeniyetlerin belirli bir teknolojik düzeyi yakalamış olmalarıyla ilgili bilgiler doğru olmalı.
Peki bu kadar medeniyet en üst seviyeleri yakalayıp ardından kendi sonlarını hazırlamış ve en sonunda tarih tekerrürden ibaret deyimi bu kadar yerleşmiş. Sanırım insanoğlunun merak ve keşfetme duygusunun neredeyse sınırları yok, bu şekilde insan hızla kalkınıp seviyesini en üstlere taşırken köklerinde olan o kendine saklama en tepede olma duygusu ile diğerlerinin üstüne çıkma duygusu onun sonunu hazırlıyor ve herseferinde yeniden baştan başlamak zorunda kalıyoruz. Hızla çoğalarak, kaynakları tüketiyor, ardıllarımızın yaşam kaynaklarını yok ediyoruz. Sanırım bu hızla yeniden bir tekrar başlama sürecine gireceğiz, kutuplar hızla erirken, ormanlar hızla tüketilirken, verimli alanlar gereksiz gösteriş ürünü devasa binalarla doldurulur ve hırsımızla yeni savaşlar çıkarırken bu sonuç kaçınılmaz olacak.
Ben bu yazıyı bir giriş yazısı olarak yazmayı düşündüm, tüm herkesin bilim hakkındaki görüşlerini, nasıl olması gerektiğini, bilimin hedeflerinin neler olması gerektiğini merak ediyorum. Unutmayalım ki çözüm üretmedikçe sorunun bir parçası da biziz, saygılarımla…
https://mavilotusdotorg.wordpress.com/type/video/
BeğenBeğen
BİLİM NEDİR
Muhtemelen insanlığın ortaya çıkışı ve çevresini merak etmesiyle başlayan bir kavram olan bilim ve bilimsel merak yüzyıllar boyu insanın kendisini ve çevresini tanıma, tanımlandırma çabaları ile bugünlere geldi.
İnsanlığın bilinmeyen geçmişinde belki onlarca medeniyet kuruldu, tepe noktalarına geldi ve hep var olan hırsı yüzünden tepetaklak geriye gitti yahut bir felakete sebep olarak kendi sonlarını hazırladılar. Tabi bu konuda bilgimizi eski efsaneler ve mukaddes dinlerin kutsal kitaplarından öğrenebiliyoruz. Hepsinde o kadar çok ortak nokta var ki, eski medeniyetlerin belirli bir teknolojik düzeyi yakalamış olmalarıyla ilgili bilgiler doğru olmalı.
Peki bu kadar medeniyet en üst seviyeleri yakalayıp ardından kendi sonlarını hazırlamış ve en sonunda tarih tekerrürden ibaret deyimi bu kadar yerleşmiş. Sanırım insanoğlunun merak ve keşfetme duygusunun neredeyse sınırları yok, bu şekilde insan hızla kalkınıp seviyesini en üstlere taşırken köklerinde olan o kendine saklama en tepede olma duygusu ile diğerlerinin üstüne çıkma duygusu onun sonunu hazırlıyor ve herseferinde yeniden baştan başlamak zorunda kalıyoruz. Hızla çoğalarak, kaynakları tüketiyor, ardıllarımızın yaşam kaynaklarını yok ediyoruz. Sanırım bu hızla yeniden bir tekrar başlama sürecine gireceğiz, kutuplar hızla erirken, ormanlar hızla tüketilirken, verimli alanlar gereksiz gösteriş ürünü devasa binalarla doldurulur ve hırsımızla yeni savaşlar çıkarırken bu sonuç kaçınılmaz olacak.
Ben bu yazıyı bir giriş yazısı olarak yazmayı düşündüm, tüm herkesin bilim hakkındaki görüşlerini, nasıl olması gerektiğini, bilimin hedeflerinin neler olması gerektiğini merak ediyorum. Unutmayalım ki çözüm üretmedikçe sorunun bir parçası da biziz, saygılarımla…
BeğenBeğen